top of page

Cengiz Çekil: Bugün de Yaşıyorum

Eda Berkmen'in kürotörlüğünde bir araya getiren Bugün de Yaşıyorum sergisi,

09.02–24.09.2023 tarihleri arasında Arter ’de ziyaret edilebilir.


Sergi, Türkiye çağdaş sanatının öncülerinden ve önemli bir eğitimci olan Cengiz Çekil’in bugüne kadar ki en kapsamlı sergisi. 1970’li yıllarda başlayan sanat hayatı ile 2015’teki vefatına kadar ürettiği, sergilenen ve ilk kez ziyaretçilerle buluşacak eserleri sanatseverlere sunuyor.


görsel internetten alıntıdır.
Görsel internetten alıntıdır.

Sergi, Arter’in Galeri 3 Galeri 4 bölümünde yer almaktadır. Bugün de Yaşıyorum, ismini Cengiz Çekil’in 1976 tarihli Günce başlıklı eserinden alıyor. Çekil, 2011 yılında New York’taki The Museum of Modern Art (MoMA) koleksiyonuna dahil edilen bu işi için, bir deftere yaklaşık iki ay boyunca her gün klişe baskı yöntemiyle tarih atar ve “Bugün de yaşıyorum” cümlesini damgalar. Defterin son sayfasında ise “Askere gidiyorum” ibaresi yer alır. Çekil, Paris’ten Türkiye’ye dönüşünün hemen ardından gerçekleştirdiği ve ilk kez 2009 yılında 11. İstanbul Bienali kapsamında gösterilen yapıtını, “çok kasvetli, ölümün kutsandığı, korku ortamının olduğu bir dönemde tepki vermek istedim. Kendi öğrencilerime de sürekli onu söylüyordum. En önemli şey yaşamaktır! Hayat, çok değerlidir,” sözleriyle anlatır.



Çocukluğa Doğru - Çocukluktan Beri, 1974
Çocukluğa Doğru - Çocukluktan Beri, 1974.

Sergiyi gezerken sanatçının hayatımızda bir parça olan ürünler görüyoruz. Taş, toprak, tohum ve su gibi organik öğeler; briketler, metal plakalar ve kablolar gibi yapı malzemeleri; saatler, ampuller, devreler ve sayaçlar gibi mekanik aksam ve cihazlar; dergiler, takvimler ve gazeteler gibi basılı yayınlar; bakır tas ya da kalem kutusu gibi gündelik eşyalar; Coca-Cola kutuları, ceketler ve temizlik bezleri gibi hazır nesneler işlevlerinden soyutlanarak sanatçının yapıtlarının birer parçası hâline gelir. Yan tarafta görülen görsel On iki parçadan oluşan Çocukluğa Doğru, Çocukluktan Beri, tehlikeli bir oyuncağı andırmaktadır. Bu yapıtı Sergide bir duvarın önüne aralıklı olarak dizilen şişeler, kuzeyi gösteren bir pusulayı işaret edecek şekilde yerleştirilmiştir.






Eserlerini birlikte inceleyelim ;



Saplantı, 1974
Saplantı, 1974

bu yapıtın odağındaki siyah deri kalem kutusu, yaşamın kaynağı olan kadın cinsel organını çağrıştırır. Bu merak uyandıran nesnenin gölgeli ve çağrışımsal formu, keşfetmenin cazibesinin ve kışkırtıcılığının altını çizerken, taşıyıcı bir rol üstlenen dev ağ ve kalem kutusunun ağzını çevreleyen fermuarın dişleri ise bir kapan gibi tehlikeli ve hilebaz görünür. Çekil bir araya getirdiği zıtlıklar yoluyla, sadece cinselliğin değil, yaşamın ve yaratma ediminin çıkış noktası olan libidonun korkuyla bağını da ortaya koyar.















Paramparça / 1998
Paramparça / 1998

Parçalanan bedenlerin kimliğine dair herhangi bir ipucunun bulunmaması ve bedene özne niteliği kazandıran başın yapıta dahil edilmemiş olmasına dikkat çekilmiştir.




















Yanda gördüğümüz görselde gazete kağıtlarının üstüne serigrafi yöntemiyle 'Saat Kaç?' yazdığını görmekteyiz. Çekil'in Hürriyet Gazetesinden seçtiği 112 adet gazete sayfasında siyah boyanın altından belli belirsiz görünen manşetler, haber içerikleri, izleyicinin Türkiye’nin ekonomik ve politik kriz, barınma sorunu, ölüm, kaza ve şiddet haberlerinden oluşan gündem, geçerliliğini büyük ölçüde korur. Çekil’in yapıtında zaman kavramı, “Saat kaç?” sorusu aracılığıyla, insanın varoluşunun en temel sorunu olarak yankılanır.


















2 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page