Paula Rego Pera'da
Paula Rego 1960 sonrası dönemde sanatını icra eden; aile içi şiddet, kadının ötekileştirilmesi, cinsel istismar gibi konulara değinerek kendini ön plana çıkarabilmiş çağdaş kadın sanatçılardan birisidir. Paulo Rego, 1935’de Portekiz’in başkenti Lizbon’da dünyaya gelmiş ressam ve desinatör olan çağdaş kadın sanatçılardan önde gelen bir isimdir.
PAULA REGO “HİKAYELERİN HİKAYESİ” PERA MÜZESİ’NDE
Rego, Pera’da hikâyeler anlatmaya devam ediyor
Pera Müzesi yepyeni bir sergiye kapılarını açarak ziyaretçilerine bu sefer çağdaş kadın sanatçı Portekizli Paula Rego’nun eserlerini İstanbul Beyoğlu’nda ağırlıyor. Paula Rego “Hikayelerin Hikayesi” sergisinin küratörlüğü Alistair Hicks tarafından üstlenilerek, sanatçının hikayelerini, düşüncelerini, yaşadığı dönemin siyasi baskısını hissettirdiklerini ve özellikle toplumun kadınlar üzerindeki baskısında verdiği mücadelenin farklı yansımalarını işlemiştir.
Portekizli sanatçı Paula Rego’nun ölümünün ardından kısa bir süre sonrasında yarattığı 77 eseri Pera Müzesi’nin üçüncü katında sergileniyor.
30 Nisan 2023 tarihine dek devam edecek olan sergi, Rego’nun çocukluğundan itibaren sanata adanan hayatını adeta birlikte yaşama imkanı sunuyor.
Pera Müzesi'nde yer alan serginin girişinde Görme Biçimler ile ün kazanan John Berger’in “Bir daha asla tek bir öykü, yegane öyküymüşçesine anlatılmayacak” diye yazmaktadır. Paulo Rego’nun çok yönlülüğüne işaret eden bu başlangıç, serginin tüm detaylarında kendini hissettirmektedir.
Babasından, büyüklerinden, ninelerinden öyküler dinleyerek güzel bir çocukluk yaşamış olan sanatçı Rego, resimlerinde dilediği dünyayı çizmek ve ifade etmek çekingen yapısına çok yönlülük katarak ilerlemesini sağlıyordu. 1982 yılında yarattığı Maymun serisinde duygularını daha da dışarı vuran ve içe kapanık karamsar tutumdan kaçan farklı bir çizgi edindi.
Rego’nun hem kişisel hem de toplumsal mücadeleyi odağına alan 1960’lı yıllara ait erken dönem işleri, 1990’larda ürettiği tek figürlerden oluşan, güçlü anlatımlara sahip büyük boy resimleri ve 2000 yılından sonra ürettiği katmanlı sahnelerden oluşan çalışmaları sergide bir araya getirilmiştir. Paula’nın eserlerinde Çoğu zaman pastelle yapılan figürler ön plandadır.
Serginin adı, Lizbon’un bir ucunda bulunan, Rego’nun eserlerini barındıran Cascais’deki müzenin adından ilham almaktadır: “Hikâyeler Evi”. Serginin küratörü olarak rol üstlenen Alistair Hicks, “Rego’nun kendisi de küçük bir hikâyeler evidir” diyor ve ekliyor:
“Rego’nun hikâyesi erkeklerin yönettiği faşist bir devlette doğan bir kız çocuğuyla başlar. Genç bir kadın olarak Britanya’nın en kibirli ve geleneksel sanat okulunda eğitim görmüştür. Erken yaşta otoriteyi ve onu kendi dünyasının himayesinde altüst etmenin hazzını öğrenmiştir.”
Olağanüstü hayal gücüne sahip olan ve kadınların temsil edilme biçiminde devrim gerçekleştiren Portekizli sanatçı Paula Rego, eserlerinin çoğunda kişisel doğasını, kök saldığı sosyopolitik bağlamı, baskı, otorite ve kurumsal şiddet gibi temaları eserlerinde öne çıkarıyor.
Küratör Alistair Hicks, Rego’nun eserlerinde ortaya koyduğu düşünce biçimine dayanarak “Rego’nun çalışmaları cinsellik ve güç arasındaki tiksindirici ilişkiyi tam on ikiden vuruyor” diyor.
Erken çağ kültürlerinde kadınlar hikâyenin koruyucusuydu ve hikâyeyi nesilden nesle aktarmak onlara görev edinilmişti. Uzun zaman boyunca kadın hikâyeleri “dedikodu” olarak küçümsenmekteydi ve bu anlayış, kadın sanatçılara ve genel olarak kadınlara karşı ön yargının bir yansıması olarak var olmaktaydı. Alistair Hicks bu düşünce yapısına karşın, “Hikâyenin yasaklanması, erkeklerin kadınları eşit koşullardaki sanatçılar olarak rekabet etmekten alıkoymaya çalışmalarının birçok yolundan yalnızca biriydi. Anlatılan ve yeniden anlatılan her hikâye ise, önceden saptanmış yollardan ayrıldığımızda dünyanın ne kadar zengin olduğunu göstermeye yardımcıdır. Rego’ya ‘Otur!’ denmiş olabilir. Fakat hiçbir şey Rego’nun zihnini ve ardından gelen kalemini kontrol edemezdi” diyor.
Sergide isimsiz ve mono işlerinin yanında Kürtaj, Depresyon gibi birtakım seriler var. Rego’nun en bilindik eserlerinden biri olan Kürtaj’da, kürtaj hakkı için yapılan referandumda sandık yerine plaja giden kadınları eleştiriyor. Sanatının gücünün en büyük sembollerinden biri olarak serinin sergilenmesinden sonra yapılan diğer referandumda kadınların katılımı büyük oranda artıyor ve kürtaj yasal bir hakka dönüşüyor. İşte Paula Rego’nun ve sanatının gücü!
Diğer eserlerini inceleyelim;
PAULA REGO HAKKINDA
Bir İngiliz vakfı olan St. Julian’s okulunda eğitimini tamamladıktan sonra ailesinin teşviki ile Portekiz’in diktatörü olarak nam salan Salazar’ın faşist yönetiminden kaçıp, eğitimini Britanya’da devam ettirdi. 1950’lerde Slade’de güzel sanatlar okudu ve dönemin en iyi ressamlarından Mısır doğumlu Victor Willing’le tanıştı. Victor Willing, tanıştıkları sırada evliydi ve sanatıyla o dönemin kuşağının en bilinen kişilerinden biri olarak kabul ediliyordu.
Rego, 1956 yılında okulun son yılında Willing’ten olan bebeğini doğurmak için Portekiz’e geri döndü. Bu sırada Willing karısı ile boşanarak Portekiz’e Paula’nın yanına gitti. Üç yıl sonrasında da, 1959 yılında, Paula ile evlendiler. Bu evlilikten iki çocukları daha dünyaya geldi. Victor Willing, Paula’yı resim yapmaya teşvik etti ve bunun depresyonunu yenmesinde yardımcı olacağını savundu. Londra’da bulunan atölyesinde çalışmalarına sık sık ve desenlerinin güçlenmesine rağmen Paula, hep gözden uzakta durmayı tercih etti. Lizbon’daki açtığı bir kaç sergi dışında Rego 1970’lerde neredeyse gözden kaybolmuştu.
Willing, Paula’nın resimlerindeki sembollerinin dilini çözebilen ve onu teşvik eden en önemli kişi ve onun en sağlam eleştirmeni olmuştu.1966 yılında Victor’a MS (multipl skleroz) teşhisi konulduğu için tüm aile Londra’ya taşındı. Bu hastalığından dolayı Victor, 1988 yılında hayatını kaybetti. Eşinin vefatından sonra da Paulo, tekrar evlenmeyi hiç düşünmedi.
Ömrünün uzun bir bölümünü londra'da geçiren Rego, 8 Haziran 2022 tarihinde kısa bir hastalık döneminin ardından Londra'daki evinde 87 yaşında hayatını kaybetti.Paulo'nun ölümünün üzerine Portekiz hükümeti ülke genelinde ulusal yas ilan etti.
PERA MÜZESİ
Kapılarını ziyaretçilerine 2005 yılı Haziran ayı başlarında açan Pera Müzesi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın, kentin seçkin noktasında kültür-sanat hizmeti vermek amacıyla hayata geçirdiği geniş kapsamlı bir kültür girişimidir. Pera Müzesi için, 1893 yılında mimar Achille Manoussos tarafından İstanbul’un gözde semti Tepebaşı’nda inşa edilen tarihi yapı Mimar M. Sinan Genim tarafından tümüyle elden geçirilerek çağdaş donanımlı bir müzeye dönüştürülerek hizmete sunulmuştur.
Müze geçici sergilere ek olarak Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na ait “Oryantalist Resim”, “Kütahya Çini ve Seramikleri” ve “Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri” koleksiyonlarını barındırmaktadır. Ayrıca sergiler, yayıncılık ürünleri, sözlü etkinlikler, film gösterimleri, öğrenme programları ve bilimsel çalışmalar aracılığıyla kamuyla paylaşmakta, gelecek kuşaklara aktarmayı amaçlayan Pera Müzesi, süreli sergileriyle de dünya sanatının önemli isimlerini ağırlamaktadır.
Pera Müzesi açıldığından bugüne her yıl ulusal ve uluslararası eğitim ve sanat kurumlarıyla işbirliği yaparak genç sanatçıları desteklemekte ve sergiler düzenlemektedir. Tüm sergilerini de kitaplar, sözel etkinlikler, film ve öğrenme programlarıyla da desteklemektedir.
Kuruluşundan itibaren gerçekleştirdiği etkinliklerle Türkiye’nin en nitelikli, öncü ve gözde müzelerinden biri haline gelen Pera Müzesi kentin bu çok canlı bölgesinde kapsamlı ve çağdaş bir müze-kültür merkezi olarak hizmet vermektedir.
Pera Müzesi İstanbul ilinde bulunan Beyoğlu Tarlabaşı’nın alt kısmında İstiklal Caddesine bir sokak uzaklıkta bulunan bir müzedir. Müze aktif bir kültür ve sanat mekanları arasında yer almakta ve büyük ilgi toplamaktadır.
Pera Müzesinde sergileri ziyaret eden katılımcıların dinlenmeleri ve hoş vakit geçirebilmeleri adına müzede bulunan Pera Cafe isimli bir Cafe de yer almaktadır.
Ziyaret Saatleri
Salı - Cumartesi 10.00 - 19.00
Cuma 10.00 - 22.00
Pazar 12.00 - 18.00
Müze Pazartesi günü kapalıdır.
Genç Çarşamba
Çarşamba günleri öğrenciler müzeyi ücretsiz ziyaret edebilir.
Giriş Ücretleri
Tam: 80 TL
İndirimli: 40 TL
Grup: 60 TL (toplu 10 bilet ve üstü)
Comments